Nevşehir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

kapadokyada-dag-bisikletciligi

Kapadokya'da Dağ Bisikletçiliği
Kapadokya’da dağ bisikleti gezileri ve yarışları için parkur zenginliği o kadar fazladır ki, yüzlerce doğal parkur çıkarabilmek mümkündür. 2000 yılından bu yana Kapadokya’da organize edilen dağ bisikleti yarışlarının 9 ayrı parkurda düzenlendiği düşünüldüğünde bu çeşitliliği daha iyi anlayabiliriz. Çeşitliliğin yanı sıra Kapadokya’nın dağ bisikleti parkurlarının tamamı doğal parkurlardan oluşmaktadır. Bazı ülkeler doğal parkuru olmadığından yapay parkurlar oluşturmak durumunda kalmaktadır. Örneğin İskoçya’nın Fort William kasabasındaki dünyaca ünlü bisiklet parkuru el yapımıdır.
        Kapadokya parkurları, doğal olmasının yanı sıra yarışmacılara sadece doğal güzellik sunmuyor. Burada yarıştığınızda tarihin ve kültürün de içine giriyorsunuz. Öyle ki, taş fırında ekmek pişiren köy kadınlarının yanından geçiyorsunuz, okula giden çocukları görüyorsunuz, tarlasında çalışan yaşlı amca size el sallıyor ve derken 10. yy’dan kalma mükemmel bir kilise karşınıza dikiliveriyor. Dünyada bu kombinasyonun sağlanabileceği başka bir yer bulmanın kolay olmadığını söyleyebiliriz.

Mountain Biking in Cappadocia
The richness of trails for mountain bike trips and races in Cappadocia is so great that it is possible to create hundreds of natural trails. Considering that the mountain bike races organized in Cappadocia since 2000 have been held on 9 separate tracks, we can understand this diversity better. In addition to diversity, all of Cappadocia's mountain bike trails consist of natural trails. Since some countries do not have natural tracks, they have to create artificial tracks. For example, the world-famous cycling track in the town of Fort William, Scotland, is handmade.
         Cappadocia tracks, in addition to being natural, do not only offer natural beauty to the competitors. When you compete here, you get into history and culture. So much so that you pass by village women baking bread in a stone oven, you see children going to school, the old uncle working in his field waves to you, and then a perfect church from the 10th century stands before you. We can say that it is not easy to find another place in the world where this combination can be achieved.